Komşu gezegen Mars, gerek teknoloji milyarderi Elon Musk’ın atılımları gerekse bilim insanları tarafından düzenlenen görevler nedeniyle son yıllarda gündemden düşmüyor. Kızıl Gezegen’deki suyun varlığının boyutları ise merak edilen konuların başında geliyor. Avrupa Uzay Ajansı (ESA) bu kapsamda Mars’tan oldukça ilgi çeken bir fotoğraf yayınladı. Bir ağaç kütüğünü andıran kraterin, bir zamanlar sularla kaplı büyük bir alan olduğu açıklandı.
Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) ExoMars yörünge aracı, eşmerkezli halkaları olan bir ağaç kütüğüne benzeyen bir Mars kraterinin çarpıcı bir fotoğrafını yakaladı. Ağaç şeklindeki kraterin kuşbakışı görüntüsü, geçen Haziran ayında ExoMars Trace Gas Orbiter (TGO) üzerindeki CaSSIS kamerası tarafından çekildi.
TGO, 2016 yılında Kazakistan’ın güneyindeki Baykonur Uzay Üssü’nden havalandı ve yaklaşık dört yıldır Kızıl Gezegen’in çevresinde dönüyor.
Bununla birlikte tıpkı bir ağaç kütüğündeki halkalar gibi, krater de su buzunun genleşmesi ve büzülmesinden kaynaklandığı düşünülen pürüzlü kırıklara sahip. Krater, bir zamanlar geniş bir okyanusa ev sahipliği yapmış olan Acidalia Planitia’nın kuzey ovalarında yer alıyor.
ESA, olağandışı görüntünün 13 Haziran 2021’de TGO’daki CaSSIS kamerası tarafından 51.9°K/326.7°D merkezli Acidalia Planitia’nın uçsuz bucaksız kuzey ovalarında çekildiğini ortaya çıkardı. Aynı zamanda, 2015 yapımı The Martian (Marslı) filminde, kurgusal astronot Mark Watney, Mars’ta mahsur kaldıktan sonra kurtarılmak için Acidalia Planitia’yı geçiyor.
ESA’dan fotoğrafa ilişkin yapılan açıklamada, “Bu özel kraterin içi, muhtemelen milyonlarca yıl öncesine dayanan su buzu bakımından zengin tortularla dolu. Bu özellik, karakteristik eşmerkezli halkalara sahip bir ağaç kütüğüyle kolaylıkla karıştırılabilir.
Aslında fotoğraf, Mars’taki buz bakımından zengin bir kraterin etkileyici bir kuşbakışı görüntüsü. Ağaç halkaları, Dünya’nın geçmiş ikliminin anlık görüntülerini sağlıyor ve çok farklı bir şekilde oluşturulmuş olsa da bu kraterin içindeki desenler de Mars’ın tarihinin ayrıntılarını da ortaya koyuyor” denildi.
Diğer taraftan, krater çökellerindeki dikkate değer özelliklerden birini sw yarı dairesel ve poligonal kırık paternlerinin varlığı oluşturuyor. Bu özellikler, muhtemelen, buz bakımından zengin malzemenin genleşme ve büzülme döngülerine neden olan ve sonunda kırıkların gelişmesine yol açan sıcaklıktaki mevsimsel değişikliklerin bir sonucu olarak ortaya çıktı. Tıpkı Dünya’da olduğu gibi, Mars’ın eğimi de mevsimlerin oluşmasına neden oldu ancak Dünya’nın aksine, Kızıl Gezegen’in eğimi uzun zaman dilimlerinde önemli ölçüde değişti.
Diğer taraftan, ESA’nın ExoMars programı iki görevden oluşuyor. İlki olan TGO, 2016’da Mars’a ulaştı ve 2018’de tam bilim görevine başladı. TGO’ya, paraşütün erken serbest bırakılması nedeniyle Mars yüzeyinde düşen başarısız Schiaparelli iniş aracı eşlik etti. Schiaparelli artık paslı kırmızı kumla çevrili huysuz siyah bir noktadan başka bir şey değil.
Rosalind Franklin adlı bir gezici ve bir yüzey platformundan oluşan ikinci görev ise bu yıl gerçekleştirilecek. Adını Londra doğumlu bilim insanı ve DNA’nın yapısını keşfeden kişiden alan Rosalind Franklin, Eylül 2022’de Kazakistan’ın güneyinden uzaya fırlatılacak. İngiltere’de inşa edilen gezici, Mars yüzeyinin 2 metre altını delebilecek ve radyasyondan etkilenmeyen bölgelerden örnekler toplayabilecek.
ESA’dan konuya ilişkin yapılan açıklamada şunlar denildi: “Rosalind Franklin’in adını taşıyan gezici, toprağı örneklemek, bileşimini analiz etmek ve yaşamın kanıtlarını aramak için yüzeyin iki metre altına inecek.”