Yerbilim Mühendisleri Odası Başkanı Oğuz Vadilili, panik yapmadan ve tedbiri elden bırakmadan olası bir depreme hep beraber hazırlanılması uyarısında bulundu.
Vadilili yaptığı yazılı açıklamada, Karpaz-Hatay arası veya Kıbrıs yayında bir hareketlenme beklendiğine dikkat çekerek, bunun yaklaşık büyüklüğü tahmin edilmeye çalışılırken, depremin zamanı hakkında kesin bilgi vermenin mümkün olmadığını vurguladı.
Depremle mücadelenin gündelik bir faaliyet değil, bir süreç işi olduğuna dikkat çeken Vadilili, “Bu, akşamdan sabaha, önümüzdeki haftaya veya aya alabileceğiniz önlemlerle çözülecek bir konu değildir” dedi.
-“Korkmayın, temkinli olun.. “
Ülke olarak depremle yaşamak gerektiği kanaatinin bile kamuoyunda yeni oturmaya başladığına işaret eden Vadilili, vatandaşları, korkmamaları, panik olmamaları konusunda uyardı.
Vadili, temkinli olunması, yerbilimcilere felaket tellalı olarak bakılmaması ve bilime inanılması gerektiğini vurguladı.
-“Doğu Anadolu fayı uyandı..”
Uzun süredir yüksek büyüklükte deprem üretemeyen ve adeta uykuya dalan Doğu Anadolu fayının 2020 yılında 6,8 büyüklüğündeki Elazığ depremiyle uyandığına işaret eden Vadilili, Elazığ depreminin üzerinden 3 yıl geçmeden Kahramanmaraş’ta hem Pazarcık Segmenti, hem de Elbistan Segmentinin, 9 saat arayla, USGS verilerine göre 7.7 ve 7.4 büyüklüğündeki depremlerle kırıldığını anımsattı.
Kandilli Rasathanesi verilerine göre, Hatay Samandağ’da 7.7 kilometre derinlikte 6.4 büyüklüğünde deprem meydana geldiğine işaret eden Vadilili, bu lokasyonun Doğu Anadolu Fayı, Ölü Deniz Fayı ve Kıbrıs Yayının kesiştiği alan olarak da bilindiğini ve depremin ülkede de özellikle doğu kıyılarımızda ilk gelen tepkilere göre 4-5 şiddetinde hissedildiğini söyledi.
– “Deprem üretmesi beklenilen bir süreçtir”
Vadilili açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Sismik olarak aktif olan sol yanal doğrultu atımlı fay niteliğindeki Doğu Anadolu Fayı (DAF), Doğu Akdeniz bölgesinin en önemli aktif tektonik yapılarından birisidir. Bu fayın karakteri gereği enerjisini, doğrultusu yönünde seğmenleri üzerine aktararak deprem üretmesi beklenilen bir süreçtir. Nitekim Elazığ depremi gerçekleştiği günden itibaren ondan sonraki deprem bölgeleri sırasıyla deprem olması beklenen bölgelerde gerçekleşmiştir. Tek fark ise bu kadar sık aralıklar ile kimsenin bu depremi beklemiyor olmasıdır. DAF’ın kuzey kolu İskenderun Körfezi üzerinden Misis-Girne zonuna bağlanıyor. Karpaz- Hayat arası alan sismik boşluk olarak adlandırılıyor. Yani uzun zamandan beridir bu alanda önemli bir deprem meydana gelmemiştir.Daha önceleri nasıl ki DAF boyunca depremler meydana geleceği bilimsel veriler ışığında tahmin edilmiştir.”
Vadilili açıklamasında, “Bu doğa olayı hep olacak. Deprem dünyanın nabzı gibidir. Önemli olan depremin felakete dönüşmesini engellemektir” dedi.
.(Kaynak:haberkibris.com)