kıbrısKıbrıs HakkındaErsin TatarErhan arıklıUbpCtpGirneLefkoşaLefkeGüzelyurtMağusaKapalı maraşKıbrıs haberKktc haberKıbrıs son dakikaKktc son dakikaKıbrıs gazateKktc gazeteGündem kıbrısHaber kıbrısGadara medyaGıynıkMurat şenkul
DOLAR
34,4954
EURO
36,2629
ALTIN
2.962,32
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
8°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

Vadilili: Adanın tümü risk altındadır

Vadilili: Adanın tümü risk altındadır
27 Şubat 2023 13:26
A+
A-

Yerbilim Mühendisleri Odası Başkanı Oğuz Vadilili, deprem konusunda adanın tümünün risk altında olduğunu belirterek panik yapmadan “koşar adım” olası Kıbrıs depremine karşın “tüm ada olarak” hep beraber hazırlıklı olunması gerektiğini söyledi.

Oğuz Vadilili yazılı açıklamasında Kıbrıs yayının etki alanını çizgisel bir alanla sınırlamanın en temel jeolojik yaklaşımlara bile aykırı olduğunu kaydederek “Bu mantık ile çizilen ve basına sunulan deprem risk haritalarına lütfen itibar etmeyiniz. Adanın tümü riski altındadır ve bu bilimsel bir gerçekliktir” dedi.

Vadilili, ayrıca Jeoloji ve Maden Dairesi ile Maden Tetkik Arama’nın (MTA) 2013 yılında ilk etabını başlattığı ve devamının yapılabilmesi için 2022 yılında imzalanan protokol gereği ülkedeki diri fayların tespitine yönelik yapılması programlanan paleosismik çalışmaların bir an önce başlatılmasının ülke adına hayati önem arz ettiğine işaret etti.

Vadilili, depremleri durdurma gibi bir lüksümüz olmadığına dikkat çekerek  “Bu doğa olayı hep olacak. Deprem dünyanın nabzı gibidir. Önemli olan depremin felakete dönüşmesini engellemektir.”ifadelerini kullandı.

Yerbilim Mühendisleri Odası Başkanı Oğuz Vadilili’nin açıklamasının tamamı şöyle:

“Uzun süreden beridir yüksek büyüklükte deprem üretmeyen Doğu Anadolu Fayı 6,8 büyüklüğündeki Elazığ, 7.7 ve 7.4 büyüklüğündeki Kahramanmaraş, 6.3 büyüklüğündeki Hatay Samandağ depremleri ile deprem-zemin-bina etkileşimine de bağlı olarak ne yazık ki yüksek şiddetlerde hissedilmiş can ve mal kayıplarına yol açmıştır.

Sismik olarak aktif olan sol yanal doğrultu atımlı fay niteliğindeki Doğu Anadolu Fayı (DAF), karakteri gereği enerjisini, doğrultusu yönünde, yani doğudan batıya doğru, seğmenleri üzerine aktararak tahmin edilen sürelerden de kısa zaman aralığı içerisinde (3 yıl) büyük depremler üretmiştir. Bu gelişmeler sonucunda Doğu Anadolu Fayının Elazığ-Hatay hattı üzerinde biriken enerji azalmış ve yakın zaman içerisinde bu hat üzerinde artçı depremlerin dışında yeni bir kırılmaya yönelik yerbilim camiasında deprem beklentisi de ortadan kalkmıştır.

Adamız ise güneyimizde denizel alan içerisinde dalma batma zonu üzerinde gelişen kuzeye eğimli ters fay karakterli Kıbrıs Yayının milyonlarca yıldır etkisi altındadır.  1900 yılının başından itibaren, yani aletsel ölçüm dönemine denk gelen 6 ve üzeri büyüklüğe sahip 6 adet deprem ile hayatımızın bir parçası olduğunu bize defalarca hissettirmiştir.

6.4 büyüklüğünde Hatay Samandağ depreminin gerçekleştiği alan, Doğu Anadolu Fayı, Ölü Deniz Fayı ve Kıbrıs Yayının kesiştiği alan olarak da bilinmektedir. Bu fay kesişmesinden dolayıdır ki biz yerbilimciler için önceleri bir olasılık olan Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinin Kıbrıs yayına enerji aktarımı, Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırmaları Kurumu’nun (USGS) yayınlamış olduğu “Coulumb Stress Modeli” diyagramları ile artık bilimsel bir veri haline gelmiştir. Artık enerji aktarımı yorumdan çıkıp veriye dönüşmüştür. Belki de kendi doğal enerji biriktirmesi sürecinde on yıllar boyu biriktireceği enerji yaşanan depremler vasıtasıyla çok kısa sürede Kıbrıs yayına transfer edilmiştir. Zaten her zaman için adamız da var olan deprem ihtimali, bu nedenden dolayıdır ki biraz daha artmıştır. Gerçekleşme ihtimali olan deprem için ise yaklaşık büyüklüğü hakkında bir tahmin yapılması doğru değildir. Depremin zamanı hakkında ise kesin bilgi vermek mümkün de değildir. Olası depreme hazırlanırken ve büyüklüğü değerlendirilirken Kıbrıs Yayının doğu kısmına denk gelen Latakia segmentinin tarihsel ölçekte yarattığı depremler dikkate alınıp ona göre önlem almak ülkemiz adına yapılacak en doğru karar olacaktır.

Artık lütfen ülkemizde fay hattı tartışmasını lütfen bırakalım. Deprem nerede olacak, niye olacak, nasıl olacak; orada kaç oldu, burada kaç oldu, bunu tartışmayalım. Adamız için deprem mekanizması 92 milyon yıl önce başladı ve devam edecek. Doğu Anadolu fayının ise 13 milyon yıldır etkisi altındayız ve daha milyonlarca yılda bu etki devam edecek.

“Yapılan öngörüleri değersizleştirmeye çalışanlara inanmayın”

Ayrıca olası bir Kıbrıs depreminin ne hafife alınmasına, ne de insanlarımızı paniğe sokacak açıklamalara lütfen dikkate almayın.Daha önceki öngörüleri ile bilimsel veriler ışığında değerlendirmeler yapan Prof. Dr. Naci Görür gibi çok saygın bilim insanlarının uyarılarını ülkemiz adına bir şans olarak değerlendirin. Yapılan öngörüleri değersizleştirmeye çalışanlara inanmayın. Bu süreçte Odamızın kurumsal açıklamalarını ise lütfen dikkate alın.

Adamızı etkisi altında tutan Kıbrıs Yayı kuzeye eğimli ters fay karakterinde olduğu için depremin gerçekleşeceği derinliğin farklılaşması ise doğaldır. Bundan dolayı farklı derinliklerde ülkemizde gerçekleşen depremlerin odak noktalarına bağlı olarak her depremin yüzeye ulaştığı en yakın nokta olan episantırı da değişkenlik gösterir. Depremin episantırı aynı zamanda depremin en kuvvetli hissedildiği alandır. Bundan dolayıdır ki Kıbrıs yayının ürettiği ve üreteceği depremlerin hepsinin de ada üzerinde farklı noktalarda yüzeylenmesi Kıbrıs yayının karakteri gereğidir.  Kıbrıs yayını bir çizgisel fay hattı (doğrultu atımlı) gibi etki alanını bu çizgisel alanla sınırlamak en temel jeolojik yaklaşımlara bile aykırıdır.  Bu mantık ile çizilen ve basına sunulan deprem risk haritalarına lütfen itibar etmeyiniz. Adanın tümü riski altındadır ve bu bilimsel bir gerçekliktir.

“Depremleri durdurma gibi bir lüksümüz yoktur”

Depremleri durdurma gibi bir lüksümüz yoktur. Bu doğa olayı hep olacak. Deprem dünyanın nabzı gibidir. Önemli olan depremin felakete dönüşmesini engellemektir. Depremleri gerçek olarak algılayıp siyasetçisi, yöneticisi, basını ve toplumuyla; artık fay hattı nereden geçerdi? kaç büyüklüğünde deprem üretirdi? ne zaman olurdu? gibi tartışmalar ile zaman kaybına toplumumuzu uğratmayalım; olası gelecek depremde yıkılmamak için, insanlarımızı kaybetmemek için bu tartışmaları bırakıp; depreme daha dirençli yerleşim yerleri nasıl oluştururuz, onu tartışalım. Bütün gücümüzü ona verelim.

Deprem ile mücadele öncelikle eğitimle başladığı gerçeği ile ilk, orta ve lise de çocuklarımıza sırasıyla coğrafya ve jeoloji dersleri ile deprem ve yaşadıkları ülkenin oluşumu ile ilgili bilgiler verelim. Jeoloji ve Maden Dairesi ile Maden Tetkik Arama’nın (MTA) 2013 yılında ilk etabını başlattığı ve devamının yapılabilmesi için 2022 yılında imzalanan protokol gereği ülkemizdeki diri fayların tespitine yönelik yapılması programlanan paleosismik çalışmaların bir an önce başlatılması ülkemiz adına hayati önem arz etmektedir.

Lütfen panik yapmayın, inanın bizler bu sürecin doğru yönetilebilmesi için elimizden gelen katkıyı, bilgimiz ölçüsünde yöneticilerimize iktidar muhalefet ayrımı yapmaksızın aktarıyoruz. Evet bugüne kadar yapılmayan eksikliklerimiz, hatta yanlışlarımız da var. Ama bizler toplum olarak asla sıfır noktasında değiliz. Panik yapmadan “koşar adım” olası Kıbrıs depremine karşın “tüm ada olarak” hep beraber hazırlanalım.

Odamız bu süreçte bilim çerçevesinde toplumumuzu bilgilendirmeye ve ülkemize katkı koymaya devam edecektir.

Bilime inanın.”

 

 

.(Kaynak:haberkibris.com)

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.