Yerbilimci Prof. Dr. Salih Saner, Kuzey Kıbrıs’taki depreme dayanıklı zeminleri bölge bölge açıkladı…
Hatay’da dün akşam gerçekleşen deprem sonrası Yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür’ün “Kıbrıs’ta deprem” uyarısı KKTC’de endişe yarattı.
Kıbrıslı Gazetesi’ne konuşan YDÜ Üniversitesi akademisyeni Yerbilimci Prof. Dr. Salih Saner ise “paniğe gerek yok” dedi.
“KKTC BİRİNCİ DERECE DEPREM KUŞAĞINDA DEĞİLDİR”
Ada’nın kuzeyinin birinci derecede deprem bölgesi olmadığına dikkat çeken Saner, “Hatay’dan güneybatıya uzanan fay, Limasol’un güneyine gidiyor. Doğudan Kıbrıs’ın 200 kilometre uzağındadır. Bu fay oynarsa Kıbrıs’ta hissedilir. Şiddetli ise yıkım da yapabilir. Tsunami riski oluşturur” dedi.
Limasol’un birinci deprem kuşağında en fazla riskli alan olduğuna dikkati çeken Saner, “Birinci derecede deprem kuşaklarından bir tanesi Kıbrıs’ın doğusundan 200 km denizin içerisinden geçiyor ve dönüp Limasol’un 50 km güneyine gidiyor. Yani KKTC’ye 100 km mesafede. Kuzey Kıbrıs birinci derecede deprem bölgesi değildir” dedi.
“100 km kısa bir mesafe değil mi?” sorusunu da yanıtlayan Prof. Dr. Saner şöyle devam etti:
“Bir şeyi karıştırmamız lazım. KKTC’de bir deprem odağı yok. Depremleri hissettik. Ama ‘birinci deprem kuşağıdır’ gibi bir şey diyemeyiz. Depremin odak noktasının olduğu yerler söz konusu. Büyük fayın kırıldığı noktalar önemli. Nerelerde hissedildiyse oraları birinci derece yapamazsınız.
Kahramanmaraş’ta kırılan ikinci fay hattı, Limasol’dan 50 km uzakta. Ancak adanın kuzeyi sarı şerittedir. Yani uzak noktadadır.
Kırmızı şerit Kıbrıs’ın birinci derecede riskli bölgelerini gösteriyor…
KUZEY’DEKİ YIKICILIK DERİNLİK NEDENİYLE AZALIYOR…
“Burada sadece mesafe değil, deprem derinliği de önemlidir. Limasol’da bir levha var. Bir de Afrika levhası var. Bu ikisi yan yana gelmiş, Afrika levhası aşağıya doğru gitmiştir. Trodos’un altından, KKTC’nin altına uzanıyor bu fay. KKTC’nin altındaki uzantısı da 50 km kadar derindedir. Bu dalgalar kalın bir taş yığınından geçip gelecek. Dolayısıyla yıkıcılığı zayıflayacak. Yıkıcı depremler 5, 10, 15 km derinlerdedir.”
TARİHTE ADADAKİ BÜYÜK DEPREMLER
“Tarihe baktığımızda 7’nin üzerinde az sayıda deprem olduğunu görüyoruz” diyen Saner, bu depremlerin de Baf, Limasol ve Kıbrıs ile Suriye arasındaki noktada meydana geldiklerinin altını çizdi.
Saner, “11 Mayıs 1222’de 7 ile 7.5 şiddetinde Limasol ve Baf hattı üzerinde denizde bir deprem meydana gelmiştir. Hatta bu tsunami de yapmıştır. Eylül 1953’te Baf’ta 6.5 şiddetinde; 9 Ekim 1996’da Baf açıklarında 6.8 şiddetinde; 11 Ocak 2022’de de 6.6 şiddetinde yine Baf açıklarında oldu” dedi.
“KIBRIS’TAKİ EVLER, TÜRKİYE’DEKİ GİBİ DEĞİL”
Yapı güvenliği ve zemine dikkati çeken Prof. Dr. Saner şöyle devam etti:
“Deprem dalgası alüvyon sahalara gelince şiddetini artırıyor. Risk haritası yaparken bunlar da gözetiliyor. Zemin önemli ancak bunun yanı sıra binaların yapı güvenliği de önem kazanıyor. Panik yapmasınlar. Problemlerimizi ele alalım. Selleri, yangınları ele alalım, depremleri çalışalım.
Teselli bulduğum şey Türkiye’deki gibi değil Kıbrıs’taki evler. Genellikle herkes kendi evini yapar ve mühendisin verdiği kurala uyar. Ancak ticari yapılan evler hakkında benim bir yorumum yok.”
KIBRIS’IN KUZEYİNDEKİ SORUNLU ZEMİNLER…
“Kıbrıs’ın kuzeyinde depreme dayanıklı zemin hangi bölgelerdedir?” sorusunu da yanıtlayan Prof. Dr. Saner şunları kaydetti:
İskele bölgesi Mağusa’ya doğru bir miktar sahil şeridi ile Lefkoşa’nın şehir olarak oturduğu yer alüvyon üzerindedir.
Lefkoşa’dan Girne’ye giderken jeolojik formasyon başladığı yerler sağlamdır. Alsancak’ta oturanlar depremleri hissetmedi. Lefkoşa ve Mağusa’da olanlar depremi çok hissediyor. Bunun nedeni alüvyonda zemindir.
Malatya ile Ilgaz’a çıkarken dağlara kadar olan bölge heyelan yapmaya müsait killi formasyondadır. Buralarda heyelan riski vardır.
Girne sahil şeridi alüvyon değildir. Bu düzlük sağlam kayadır. Kayma riski de yoktur. Girne’den Karpaz’a kadar sahil şeridi kireç formasyonundadır ve deprem dalgalarını büyütmez.
Güzelyurt’a doğru giderken Koruçam burnuna kadar sağlam formasyon yer yer var. Ancak Akdeniz’e doğru killi formasyon ve alüvyon bulunuyor.
Güzelyurt sahil şeridi alüvyondur. Ancak tepelerde sağlam kireç taşı formasyonu var. Lefke’nin arakasında Trodos’un taşları var. Bunlar volkanik lavdır ve sağlam zemindir. Kuzey sahil şeridi Girne’den Kapraz’a sağlam formasyon zemindedir.”
“BİZLERE GÖREV DÜŞÜYOR…”
Prof. Dr Saner, son olarak “Özellikle yer çekimi ivmesi ölçümleri ile deneştirme, her ilçenin yer yapısı ve lokal durumlar gözetilerek değerlendirilmesi, alüvyon sahaların haritalanması, dayanımsız yapıların belirlenmesi, hastane ve okulların durumlarının araştırılması vs. vs. Kısacası gazete haberlerinin ötesinde bizlere görevler düşüyor” dedi.
Kaynak:Kıbrıslı Gazetesi, Haber/ Selda Bektaş, Fotoğraflar/ Gürol Yapıcı
.(Kaynak:haberkibris.com)