Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Mine Atlı, hükümet tarafından geçtiğimiz yıl uygulamaya alınan “İlk Evim Kredisi” imkânından yararlanan 262 kişinin ev sahibi olmasının olumlu bir adım olduğunu, buna karşın, tüm bunların hâlâ ülkede ihtiyaç duyulan alt-orta gelirli kesimlerin sosyal konut ihtiyacını karşılamaktan uzak olduğunu belirtti.
-Atlı: “Sosyal konut, sosyal devletin gereğidir”
Parti adına yazılı açıklama yapan Atlı, ekonomik sorunlar, pahalılık, fakirleşme, yolsuzluk ve rüşvet olayları, vergide adaletsizlik, eğitim ve sağlıktaki devasa sorunlar yanında, ülkedeki en önemli sorunlardan bir diğerinin de yurttaşların barınma gereksinimi olduğunu söyledi.
Atlı, “Sosyal konut, sosyal devletin gereğidir. Son yıllarda pandemi döneminde tedarik alanında yaşanan sıkıntılar yanında, yabancıların gayrimenkul alımlarının piyasada egemen olması ve fiyatların derecesiz artışı sonrasında insanlarımızın devlet desteği olmadan ev sahibi olmaları nerede ise imkânsız hale gelmiştir” dedi.
–“İlk Evim Kredisi yanında aileler birikimlerini ortaya koydu ya da kredi çekti”
“İlk Evim Kredisi” tutarı olan 1.2 milyon TL’nin; orta/üst gelirli ailelerin ev sahibi olmasına yaklaşık 35 bin sterlinlik bir katkısı olmuştur” diyen Atlı, kredi faiz oranının ve diğer şartların olumlu olmasının yanında ev fiyatlarının çok yüksek olması nedeniyle, imkânı olan ailelerin kendi birikimlerini de ev almak için ortaya koyduğunu veya ilave kredi aldıklarını kaydetti.
-“Aldığımız duyumlara göre KTİMB bünyesinde bir ‘konut kooperatifi’ kuruldu”
İkinci ‘İlk Evim Kredisi” paketinin de bu çerçevede olacağını ve dar/sabit gelirli vatandaşların ev sahibi olmasının yine mümkün olmayacağını savunan Atlı, Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) üyeleri öncülüğünde bir “konut kooperatifi” kurulduğu duyumunu aldıklarını kaydetti.
Mine Atlı, “Aldığımız duyumlar; ilgili yasada Meclis’te değişiklik çalışması hazırlıkları yapıldığı, böylece konut yapımında alınacak malzemelere KDV ve diğer vergi muafiyeti sağlanarak yapım maliyetinin yüzde 30-40 oranında düşürülebileceği ve yaklaşık 35-40 bin sterlin maliyetle konut yapımının mümkün olabileceği yönündedir” dedi.
“Vergi ve KDV muafiyetlerinin etkin denetimi yapılmalı”
Atlı, karınca sosyal konut projelerinin tamamlanmasının teminat altına alınmasının, inşaat süreçlerinde devlet tarafından etkin denetim yapılmasının, sağlanan vergi ve KDV muafiyetlerinin yalnızca sosyal konut projelerinde kullanılmasının denetiminin de yapılmasının ve nihayetinde konut başına 35-40 bin sterlin olarak öngörülen maliyetle konutların ihtiyaçlılara ulaşımının sağlanmasının büyük önem arz ettiğini belirtti.
Atlı, “Unutulmasın ki kooperatifçilik kâr amacından daha çok sosyal sorumlulukla hareket edilmesi gereken bir alandır” diyerek süreçle ile ilgili çekincelerini ortaya koydu.
-“Ülke göç alırken kendi vatandaşını koruyacak tedbirler almak şarttır”
Devlet tarafından arazi tahsisi ile de adanın her yerinde bir şey değil aslında kurulan kooperatif tarafından sosyal konut üretimine başlanabileceğine dikkat çeken Atlı, öte yandan yine bu sosyal konutların alımında yurttaşlara uygun faiz oranlı kredi tahsisi için Merkez Bankası tarafından çalışmalar yürütüldüğünün de bilgileri dahilinde olduğunu kaydetti.
Atlı, “TDP olarak, tüm bu çalışmaların bir an önce hayata geçirilmesinin ve dar/sabit gelirli insanlarımızın konut edinmelerinin sağlanmasının takipçisi olacağız. Ülkemizde geçmiş zamanlarda sosyal konut projeleri başarı ile hayata geçirilmiş olmasına rağmen buna uzun süredir ara verilmiştir” dedi.
-“Sosyal konut için tek yol yeni inşaat değil, atıl durumdaki binalar da değerlendirilebilir”
İnsanların ülkesine yabancılaştığı ve kendi topraklarında azınlık durumuna düşürüldüğünün yadsınamaz bir gerçeklik olduğunu, ülke göç alırken kendi vatandaşını koruyacak tedbirler almanın da şart olduğunu kaydeden Atlı, aksi takdirde, KKTC göç destinasyonu olurken ülke gençlerinin başka yere göç etmeye mahkûm olacağını ifade etti.
Atlı, “Ayrıca sosyal konut yapmak için yeni inşaat yapmak da tek yol değildir. Atıl durumda olan mevcut binaların renovasyonu ve tadilatı için de düşük faizli teşvik kredileri de önem arz etmektedir. Böylece hem sürdürülebilir kentsel ve kırsal dönüşüm hem de atıl vaziyette olan binaların yeniden hayat bulması söz konusu olur” dedi.