…
Başrolünde Serhat Kılıç’ın yer aldığı yönetmen, senarist ve yapımcı Fatih Özcan’ın ödüllü, ilk uzun metraj filmi Mavzer, 25 Şubat’ta seyircilerle buluşmaya hazırlanıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle, TRT’nin ortak yapımcılığında çekilen filmin oyuncu kadrosunda Serhat Kılıç, Ozan Çelik, Seda Türkmen, Burçak Dilekli, Ahmet Aydın ve İbrahim Kalkan yer alıyor.
Fatih Özcan, ilk kez yönetmenlik koltuğunda oturduğu ve Orta Anadolu’da geçen bir hikayeyi anlattığı Mavzer’in hikayesini, çekim aşamasını, festival yolculuğunu ve vizyon beklentisini anlattı.
Daha önceki yazdığı senaryolarda kendisine hep “Bunu nasıl çekerim?” diye sorduğunu belirten Özcan, yönetmen olmayı, kendi senaryosunu çekmeyi her zaman düşündüğünü söyledi.
Özcan, “Mavzer”in kendi doğduğu ve büyüdüğü coğrafyaya ait izler taşıdığına işaret ederek, “Amcalarımdan, babamdan, annemden dinlediğim hikayeleri bir araya getiren bir hikaye formatı üzerine çalıştım ve Mavzer böyle ortaya çıktı. Ben film izlemeyi kitap seçmeye benzetiyorum. Mesela her gün 50 bin tane kitap yayınlanır ama nitelikli kitapların çoğunluğu birçok kişi tarafından bilinmez. Seyircinin film seçmesini de bu yönden değerlendiriyorum” diye konuştu.
“SEYİRCİ BU HİKAYEDEN KENDİNE PAY ÇIKARABİLECEK”
Mavzer’i “İzleyicinin iki kardeşle bir kurt arasında geçen bir hikayeden kendine pay çıkarabileceği ve ne bulacağını sorgulayacağı bir film” olarak tanımlayan Fatih Özcan, çekim süreci ve çekim yerlerine ilişkin şunları kaydetti: “Doğadan çok uzaklaştık. Artık büyük dağları görmek, hayvanları tahayyül etmek şehirde yaşayan insan için ibret ve öğüt olma vasfını yitirdi. Mavzer belki de küçücük bir köyde küçücük bir ailenin içerisinde bile bugün görmediğimiz o ormanlar, dağlar, dereler ve tepelerin de bir kimliği olduğunu, hayvanların da bir yaşam alanı olduğunu anlatan bir film. Çünkü bizim temel problemimiz had bilmememiz. Kimiz, neyiz, nerede yaşıyoruz? Coğrafi sınırlar haricinde kimlik sınırlarımız neler? Bence film bitince seyircinin aklında kalacakları şeyler çok da çabuk unutacakları şeyler olmayacak.”
Özcan, Hazreti Adem’den itibaren insanların “Hangimizin varlık alanı daha büyük?”, “Hangimiz daha çok varız?” soruları etrafında doyumsuz bir rekabette olduğuna dikkati çekerek, filmde de insan-doğa ilişkisi üzerinden evrensel bir hikayeyi anlatmaya çalıştığını dile getirdi.
Film, 5. Boğaziçi Film Festivali’nde Bosphorus Film Lab Working Progress kategorisinde Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülü’ne, 7. Boğaziçi Film Festivali’nde ise TRT Ortak Yapım Ödülü’ne değer görüldü.