KKTC Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu’ndan Cenevre Zirvesi ve Kıbrıs Sorununa Dair Sert Açıklamalar
KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Cenevre’de gerçekleştirilen Kıbrıs konulu toplantıya yönelik çarpıcı açıklamalarda bulundu. BM’nin Kıbrıs meselesinde yeni bir defter açmaya cesaret edemediğini belirten Ertuğruloğlu, toplantının Rum tarafının egemen devlet, Türk tarafının ise toplum olarak görülmesi anlayışına dayandığını söyledi.
BM Ortak Zemin Olmadığını Biliyor Ama Açıklamıyor
Ertuğruloğlu, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi María Ángela Holguín’in 6 ay süren temasları sonunda ortak bir zemin bulunmadığını raporladığını ifade etti. Ancak BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) bu gerçeği kararlarına yansıtmaktan kaçındığını söyledi:
“Genel Sekreter dürüst bir rapor sundu ama BM Güvenlik Konseyi bu gerçeği gizledi. Yeni bir sürece kapı açmamak adına Cenevre’de bir toplantı organize edildi.”
Cenevre Zirvesi: Beklentiler ve Gerçekler
Cenevre’de gerçekleştirilen toplantıya eleştirel yaklaştığını belirten Ertuğruloğlu, Türk tarafının toplantıya hükümet düzeyinde katılımına Rumların itiraz ettiğini aktardı:
“2021’de iki egemen eşit devlet politikasını ortaya koyduk ve toplantılara devlet olarak katıldık. O zaman itiraz etmeyen Rum tarafı, bu kez benim masada olmama karşı çıktı. Ancak BM, 2021’deki emsali dikkate alarak bu itirazı reddetti.”
Toplantıya KKTC Cumhurbaşkanı, Başbakan, muhalefet ve bürokrasi dahil 50 kişilik bir ekiple katıldıklarını belirten Ertuğruloğlu, süreçten beklenen sonucun alınamadığını ifade etti:
“Denildi ki, etkili bir süreç başlayacak. Ama öyle olmadı. Rum lider Hristodulidis açık açık ‘Egemenliğimi ilgilendiren hiçbir konuyu sizinle tartışmam’ dedi. Bunun anlamı çok net: ‘Ben devletim, sen ise sadece bir toplumsun.’”
Rumların Stratejisi ve BM’nin Tutumu
Ertuğruloğlu, toplantının Kıbrıs meselesinde güven artırıcı önlemler seviyesine indirildiğini ve bunun KKTC’nin devlet olarak tanınmasını engellemeye yönelik bir hamle olduğunu vurguladı:
“Bu toplantılar halkımıza yanlış anlatılmamalıdır. Kapsamlı bir müzakerenin başlayacağına dair umut pompalanıyor. Oysa ortada sadece Rumları devlet, bizi ise toplum olarak gören bir süreç var.”
BM Genel Sekreteri’nin 3 ay içinde aynı formatta bir toplantı daha yapılacağını duyurduğunu hatırlatan Ertuğruloğlu, bu sürecin Türk tarafını oyalamak ve iki devlet politikasından caydırmak amacı taşıdığını söyledi:
“O devlet olarak kabul edilmeye devam edecek, biz ise toplum olarak mı kalacağız? Ambargolar üzerimizde duracak ama biz Cenevre’de güven artırıcı önlemleri mi konuşacağız? Bu, beş daimi üyenin Türk tarafını oyalamak için geliştirdiği bir oyun.”
“600 Yıl Daha Görüşsek Çözüm Olmaz”
Ertuğruloğlu, Kıbrıs sorununun temel kaynağının Rum tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti devleti olarak tanınması olduğunu belirterek, müzakerelerin bir çözüm getirmeyeceğini ifade etti:
“Sorunun kaynağı 1974 değil, bu bir istila da değil. Kıbrıs sorunu, BM’nin 186 sayılı kararıyla Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanınmasıyla başladı. 600 yıl daha görüşsek dünya Rum’u devlet olarak gördüğü sürece bu sorun çözülmez.”
“KKTC’yi Güçlendirmeliyiz”
Kıbrıs Türk halkının kendi devletini güçlendirmesi gerektiğini vurgulayan Ertuğruloğlu, BM ve AB’den medet umulmaması gerektiğini belirtti:
“Evimizi düzeltelim, güçlü ve mutlu bir KKTC inşa edelim. AB ve BM’den beklenti içine girmeyelim. AB, Rum ve Yunan lobisinin etkisi altındaki taraflı bir birliktir.”
Son olarak, KKTC’nin kırmızı çizgilerinden geri adım atmadan müzakereleri sürdürmesi gerektiğini belirten Ertuğruloğlu, çözüm için gerçekçi olunması gerektiğini vurguladı:
“Gerçekleri halkımıza anlatalım. Müzakerelere devam edelim ama Kıbrıs sorununu çözebilecek olanın sadece zaman kazanarak bizi yıpratmayı amaçlayan oyunlar olmadığını bilelim.”