Kariyeri boyunca iki kez Oscar kazanan, sekiz kez evlenen, ‘menekşe’ gözleriyle ünlü Elizabeth Taylor 90. doğum gününde anılıyor. İşte 2011’de hayata veda eden usta sanatçı hakkında bilinmesi gerekenler…
Liz Taylor adıyla da tanınan İngiliz oyuncu 27 Şubat 1932 tarihinde dünyaya geldi. Ailesi, Taylor’ı henüz 9 yaşındayken, ekran testi için Universal Stüdyoları’na götürdü. Söz konusu olay, Liz’in gelecekteki hayatını kökten değiştirdi; çünkü küçük kız testi geçerek Universal’le bir sözleşme imzaladı.
Liz’i beyazperdeyle buluşturan ilk sinema filmi, 1942’de çekilen, There’s One Born Every Minute oldu. Bu sırada Liz Taylor, 10 yaşındaydı.
1944’te ise, Elizabeth’in yıldızını parlatan proje geldi. 20th Century Fox tarafından finanse edilen, Clarence Brown’un filmi National Velvet filmiyle küçük Lisa, M-G-M’in küçük yıldız oyuncusu oldu. Mickey Rooney’yle birlikte rol aldığı bu çalışmada, Velvet Brown karakterini başarıyla canlandırdı. Filmin, 4 milyon dolarlık hasılat elde ederek rekor kırması üzerine M-G-M, küçük yıldızıyla uzun süreli yeni bir sözleşme imzaladı.
1956 yılına gelindiğinde, 22 yaşına basmış ve fiziksel görüntüsü oturmuş olan Elizabeth, başrolünü unutulmaz aktör James Dean’le birlikte paylaştığı Giant filmiyle büyük başarı yakaladı. Yine George Stevens imzası taşıyan film, Edna Ferber’in aynı adlı romanından uyarlanmıştı. Ancak, büyük bir talihsizlik sonucu, film gösterime girmeden önce bir trafik kazasında hayatını kaybeden James Dean, son beyazperde eserini göremedi.
Sanatçının güzelliğinin yanı sıra fiziksel özelliklerinin de ön plana çıkarılmaya başlandığı film olan Cat on a Hot Tin Roof 1958’de çevrildi. Maggie Pollit karakterini canlandıran Liz Taylor, filmdeki performansıyla En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ına aday gösterildi.
Butterfield 8 filminde, eşi Eddie Fisher’la başrol oynamak için şirketle anlaştı. Nihayet Butterfield 8 ile, Lisa’nın Oscar hayali gerçekleşti. Film, her ne kadar eleştirmenlerden tam not almasa da Taylor’ın performansı etkili bulundu ve ünlü aktris, En İyi Kadın Oyuncu ödülünü almaya hak kazandı.
1963’te, o zamana göre astronomik sayılabilecek bir ücretle (1 milyon dolar civarında) Cleopatra filminde, daha sonradan beşinci evliliğini gerçekleştireceği Richard Burton’la birlikte başrol oynamayı kabul etti.
1966 yılına kadar birçok filmde daha boy gösteren ünlü aktrisin sergilediği performanslar, yeteneğine oranla zayıf kaldı. Ancak, 1966’daki Who’s Afraid of Virginia Wolf filmindeki Martha rolüyle eski formuna kavuştu. Eşi Burton ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödüllü Sandy Dennis’le birlikte yer aldığı bu çalışmayla, ikinci Oscar ödülünü almaya hak kazandı.
Taylor’ın son sinema filmi, 1994’te çekilen The Flintstones oldu. 1997 yılının Şubat ayında, beyin tümörü teşhisiyle hastaneye kaldırılan ünlü aktris, başarılı bir ameliyat geçirerek sağlığına yeniden kavuştu. 1999 yılında, İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth tarafından DBE (kadınlara verilen bir tür şövalyelik nişanı) ile ödüllendirildi.
2004 yılında, konjestiyonik kalp yetmezliği olduğu açıklamasını yapan ünlü sinema sanatçısı, bir dönem tekerlekli sandalye ile yaşamını sürdürdü. Efsane, önceki zamanlarda, 5 kez kalçasını kırmış, beyin tümörü operasyonu ve cilt kanseri geçirmiş, iki defa da hayati tehlikeye yol açabilecek zatürre nöbeti atlatmıştı. Ünlü sanatçı, 23 Mart 2011’de kalp yetmezliğinden hayatını kaybetti.