Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, tek doğru yolun Kıbrıs Türk halkının bağımsız, hür, onurlu bir yaşamı hak ettiği olduğunu vurgulayarak, ancak bu çerçevede bir anlaşmanın olabileceğini söyledi.
Birlik ve beraberlik içerisinde Anavatan’ın desteğiyle milli siyaseti sonuna kadar sürdürmek ve Kıbrıs’ta bir anlaşma olması halinde iki devletli bir çözümün kendileri için mutlak olduğunu vurgulayan Tatar, “bizi kurtaracak olan egemenlik ve devlettir” ifadelerini kullandı.
Tatar, Celal Bayar başkanlığındaki TMT Mücahitler Derneği şube başkanlarını kabulü sırasında yaptığı konuşmada, Aralık ayında Kanlı Noel ve Şehitler Haftasında tüm şehitleri rahmetle andıklarını kaydetti.
Tatar, TMT’nin 1 Ağustos 1958 yılından sonra ortaya koyduğu iradeyle hem askeri hem de siyasi örgütlenmeyle Kıbrıs Türk halkının zor şartlarda direnişine ve umutla Türkiye’nin müdahalesine hazırlandığını dile getirdi.
Tatar, TMT Mücahitler Derneği’nin de bulunduğu binası içerisine yapılan Milli Mücadele Müzesi’nin de çok değerli bir çalışma olduğunu belirterek, emeği geçenlere teşekkür etti.
Zaman içinde okulların, öğrencilerin ve ülkeye gelen kafilelerin müzeyi ziyaret ederek Kıbrıs Türk halkının verdiği mücadeleyi ve bu mücadelenin kimler tarafından nasıl verdiğini göreceklerini söyleyen Tatar, müzenin ortaya çıkmasında mesai harcayanlara da ayrıca teşekkür etti.
Tatar, TMT Mücahitler Derneği’nin eski başkanlarından Halil Paşa’yı müze açılışının ardından kaybettiklerini dile getirerek Halil Paşa’ya rahmet ailesine ve arkadaşlarına da sabırlar diledi.
TMT’nin yıllarca verdiği mücadelenin önemine dikkat çeken Tatar, bu mücadelenin Kıbrıs Türk halkının ayrı bir halk olarak kendi dili, kültürü, örf, adet, gelenekleri, ayni zaman milli değerleri ve maneviyatıyla bu ülkede var oluş mücadelesi olduğunu kaydetti.
Tatar, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın verdiği mücadelenin siyasi anlamda da “devletleşme” sürecine ve 1960 Kuruluş Anlaşmalarında Kıbrıs Türkü’nün kurucu ortak olarak yer almasına da katkısının çok büyük olduğunu belirtti.
Yıllar önce verilen mücadele sonrasında TMT’nin yaktığı meşale ile KKTC’nin Türk Devlet Teşkilatı’nın gözlemci üyesi olduğunu dile getiren Tatar, Anavatan, Yavru Vatan, Mavi Vatan ve Gök Vatan ile bu coğrafyada Kıbrıs Türkü’nün bir bileşken olarak Türk dünyasının ulusal çıkar ve menfaatleri bakımından çok büyük değere sahip bir milli devlet sahibi olduğunu vurguladı.
Bu yaşanan süreçleri gelecek nesillere anlatmak gerektiğine dikkat çeken Tatar, geleceğe şekil verirken tüm bunların bilinciyle hareket etmenin kendilerinin sorumluluğu olduğunu kaydetti.
Federal temelde bir anlaşmanın zeminin tamamen yok oldu
Kendisinin son dört yıldır milli bir siyaset yürüttüğünü dile getiren Tatar, Türkiye Cumhuriyeti’nin tam desteğiyle artık federal temelde bir anlaşmanın zeminin tamamen yok olduğunu kaydetti.
Geçmişte Kıbrıs meselesi konusunda çok denemeler yapıldığını ve hiçbirinde başarı olunmadığını dile getiren Tatar, Rumların zihniyetinin esas itibariyle Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tüm adanın hükümeti yapma, Türkleri de oraya yama yaparak Kıbrıs Türk halkını yok etmek olduğunu belirtti.
Türkiyesiz Kıbrıs meselesinin çözülemeyeceğini vurgulayan Tatar, Türkiye’nin onayı olmadan Kıbrıs meselesinde her hangi bir noktada bir uzlaşıya varılamayacağını kaydetti.
KKTC’nin değeri, statüsü ve milli kıymeti arttı
KKTC’nin kendi deniz yetki alanları, karasuları, kıta sahanlığı, ekonomik münhasır bölge haklarının üzerinde Gök Vatan ile hava sahası hak ve hukuku olduğunu dile getiren Tatar, tüm bu konjonktürde KKTC’nin hem Doğu Akdeniz’de hem de Türk dünyasındaki önemini anlattı.
Böylesine kıymetli bir devlete sahip olarak geçmişle gurur duyulması gerektiğin dile getiren Tatar, KKTC’nin Türk dünyasının bir başarı öyküsü olduğunu vurguladı.
“Bir anlaşma durumunda mutlak suretle KKTC devleti anlaşmanın bir parçası olmak durumunda” diyen Tatar, karşı tarafın Kıbrıslı Türkleri toplum olarak bir oyunun içerisine çekmeye çalıştığını kaydetti.
Bizi kurtaracak olan egemenlik ve devlettir
Birlik ve beraberlik içerisinde Anavatan’ın desteğiyle milli siyaseti sonuna kadar sürdürmenin ve Kıbrıs’ta bir anlaşma olması halinde iki devletli bir çözümün kendileri için mutlak olduğunu vurgulayan Tatar, “bizi kurtaracak olan egemenlik ve devlettir” ifadelerini kullandı.
KKTC’nin herhangi bir anlaşmanın parçası olması gerektiğini dile getiren Tatar, anlaşmada toplum değil devlet olarak yer alınması gerektiğini kaydetti.
Yeni siyasetin milli bir siyaset olduğunu dile getiren Tatar, Türkiye’nin tam desteğiyle süreci götürmekte olduklarını ve tüm dünyaya da neden iki ayrı devlet ve halk olunduğunu anlatmaya başarıyla devam ettiklerini belirtti.
Bayar
Celal Bayar da konuşmasında, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a kendilerini kabul ettiğinden dolayı teşekkür etti.
21 Aralık 1963’ten bugüne yaşanan zor günleri ve sıkıntıları anlatan Bayar, 21 Aralık 1963’te bir gecede sokakta kaldıklarını, evlerine, köylerine gidemediklerini dile getirerek, 20 Temmuz 1974 yılında Mehmetçiğin adaya ayak basmasıyla halkın özgürlüğe kavuştuğunu kaydetti.
Bayar, Tarih Kültür ve Milli Mücadele Müzesi’nin yapılmasının önemine de dikkat çekti.