Kıbrıs Türk Otelciler Birliği Başkanı Dimağ Çağıner, ekonominin içinde bulunduğu durumu ve özellikle turizm sektörü üzerindeki baskıları dile getirdi. Çağıner, enflasyonun kontrol altına alınması ve sürdürülebilir çözümler üretmek için birlikte hareket etmenin şart olduğunu vurguladı.
Çağıner, KKTC ekonomisinin önündeki en büyük tehditlerden birinin sürekli artan enflasyon olduğunu belirtti. Satın alma gücündeki düşüşün hem haneleri hem de işletmeleri olumsuz etkilediğini vurgulayan Çağıner, “Enflasyon işletmelerimiz için maliyet artışı olarak karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda, maaşlara yapılan zamların ilave enflasyon yaratması da kaçınılmaz bir durum,” dedi.
Özellikle turizm sektöründe yaşanan sorunlara değinen Çağıner, düşük kur nedeniyle Avrupa’dan gelen turistlerin konaklama maliyetlerinin arttığını ve bu durumun KKTC otellerinin Euro cinsinden maliyetlerini karşılayamaz hale geldiğini söyledi. “Euro üzerinden fiyat artışları, Avrupalı turistler için kabul edilemez boyutlara ulaşıyor. Bu da otellerimizin yabancı turist çekme kapasitesini olumsuz etkiliyor,” şeklinde konuştu.
İşte Çağıner’in açıklamasının tamamı şöyle:
KKTC ekonomisi için enflasyon çok ciddi bir tehdit olmaya devam edecek. Satın alma gücü eriyor ve bu da evdeki hayatımıza hayat pahalılığı olarak yansıyor. İşletmelerimiz içinse maliyet artışı olarak duvar gibi karşımızda durmaktadır . Tek başına Hayat pahalılığını maaşlara zam olarak yansıtmak ilave bir enflasyon yaratmaktadır. Yansıtılmaması da çözüm değildir. Euro ya geçmek ise çözüm değildir zaten de geçilmesi mümkün de değildir.
Enflasyon hem hane halkını hem de işletmeleri vurmaktadır. Rekabetçi olma şansımız ortadan kaldırmaktadır . Örnek Turizm için düşük kur özellikle Avrupa dan turisti KKTC de konaklaması için imkansız hale getirmektedir. Otellerin Avrupa euro cinsinden fiyatları maliyetini karşılamaktan uzaktadır. Euro fiyatlara zam yapmak Avrupalı turist için kabul edilemez bir zam anlamına gelmektedir. Oteller yabancı turistin oteline gelmesini istememesi anlamına gelmektedir. Bu ilerde pazarlama da çok ama çok büyük bir sorun olacak şekilde önümüze çıkacaktır. Otelcilik sektöründe karlılık kalmadığı gibi otelcilik sektöründeki net kar aslında net bir kar da değildir; net karın 50% den fazlası otellerin yenilenmesi için ayrılması gereken bir kaynaktır. Bu kaynak olmazsa oteller yenilenmez ve pazarlamada üç beş yıl sonra telafisi olmayan bir hal alır. Bu sorun diğer sektörler için de geçerlidir.
Hayat pahalılığı tesbiti ve maaşlara artış yapmak ne kadar olmazsa olmazımız ise enflasyonu topyekün kontrol altına almak için çalışmakta bir o kadar olmazsa olmaz olmalıdır.
Asgari ücret komisyonu bir tarafta çalışırken ayni anda enflasyon u düşürme komisyonu kurulup eşzamanlı çalışma yapması gerekmektedir. Bu komisyon asgari ücret komisyon üyelerinin de dahil olacağı yani işveren ve emekçi kesiminin tam temsiliyeti ile konuya muhatap olacak sektörlerin temsilcilerinin de içinde olacağı hem akademik hem de reel ekonomi paydaşlarının birlikte çalışacağı şekilde tanımlanmalıdır.
Bir birimizi dinleme ve çözümü birlikte bulmadan bu sorunu çözme şansımız yoktur.
Yoksa hayat pahalılaşmış hade zam yapalım zam yaptığımız için yine pahalılık artı diyerek ekonomiyi düzletmek mümkün olmayacağı gibi hem hane halkını hem de özel sektörü çok zor durumlara sokacaktır.