İzmir’in Dikili ilçesinde 14 bin yıl öncesine ait insan izlerinin bulunduğu mağaranın ‘avcılık toplayıcılık’ döneminden Roma Dönemi’ne kadar kullanıldığı tespit edildi. Batı Anadolu’daki ilk insan izlerinin bulunduğu mağara tarihsel bir keşif değeri taşıyor.
İzmir’in Dikili ilçesindeki Ballı Kaya mevkisinde, Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden bilim insanları ile yabancı arkeologların keşfettiği mağara 14 bin yıl öncesine kapı araladı.
Kurtarma kazılarının 2021 yılı sonbahar aylarında yapıldığı ‘anıtsal mağarada’ bulunan Geç Yontma Taş Devri’ne ait insan kemikleri ve aletler koruma altına alındı.
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi tarafından yapılan Karbon 14 ile yaş tayini analizinde, buluntuların yaklaşık 14 bin yıl öncesine ait olduğu tespit edildi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Bergama Müze Müdürlüğü, Ankara, Celal Bayar ve Sinop üniversitelerinden akademisyenler ve Alman Arkeoloji Enstitüsü uzmanları ‘Batı Anadolu’daki en eski insan izleri’ olarak değerlendirilen buluntulara ilişkin ilk çalışmalarını yaptı.
Anıtsal özelliğe sahip mağaranın insanlığın avcılık toplayıcılık döneminden itibaren mevsimsel olarak kullanım gördüğü, bu kullanımın da Roma Dönemi’ne kadar kesintisiz sürdüğü belirlendi.
Bulunan aletlerden mağaranın Epipaleolitik dönemde ‘üretim alanı’ olarak kullanılmış olabileceği, daha sonra da Kibele adanmış bir kült merkezi olarak ziyaret edildiği tahmin ediliyor.
Bergama Müzesi Müdürü Nilgün Ustura, kolektif bir çalışmayla Batı Anadolu’daki ilk insan izlerinin bulunduğu bir mağaraya ulaşmanın mutluluğunu yaşadıklarını, bu keşfin tüm arkeoloji dünyasını heyecanlandırdığını söyledi.
Ustura, 2020 yılında Ballı Kaya bölgesinde kaçak kazı yapıldığını tespit ettiklerini ve alanda temizlik çalışması başlattıklarını kaydederek, “Arkeolojik veriler bize buranın çok daha erken tarihte kullanıldığını gösterdi. Bölgede kurtarma kazısı yaptık” dedi.
Anadolu’nun farklı noktalarında Neolitik Dönem’e ait buluntu yerlerine rastlandığını hatırlatan Ustura, “Batı Anadolu’da ilk kez 14 bin yıl önce yani Geç Yontma Taş Devri’ne ait çok önemli bir kullanım alanı bizi karşıladı” diye konuştu.
Ustura, anıtsal özelliğe sahip mağaranın kullanım şekline ilişkin şunları söyledi: “Kutsal mağara olarak kullanılmış. Geç Yontma Taş Dönemi’nde geçici süreli kullanımı daha yoğun. Çakmak taşlarının, yongalama aletlerinin üretimi de kısmen yapılmış. Avcılık toplayıcılık döneminde av mevsimlerinde kullanıldığını gösteriyor. Mağara kullanımının 14 bin yıl öncesiyle sınırlı kalmadığını, Roma Dönemi’ne kadar bölgenin terk edilmediğini tespit ettik” şeklinde konuştu.
Çok sayıda çakmak taşının koruma altına alındığını aktaran Ustura, 14 bin yıl önce insanlar için bölgenin güzergah alanı ve çekim merkezi olduğunu belirtti.
Ustura, anıtsal mağaranın insanlar için bir iletişim kurma alanı olabileceğine de dikkati çekerek, “Kısa süreli bir gezi alanı diyebiliriz. Konumu, coğrafyası o dönem yaşayanlar için çok güzel, çekici bir alan olduğunu kanıtlıyor” dedi.
İşte diğer kareler…