kıbrısKıbrıs HakkındaErsin TatarErhan arıklıUbpCtpGirneLefkoşaLefkeGüzelyurtMağusaKapalı maraşKıbrıs haberKktc haberKıbrıs son dakikaKktc son dakikaKıbrıs gazateKktc gazeteGündem kıbrısHaber kıbrısGadara medyaGıynıkMurat şenkul
DOLAR
34,5256
EURO
36,1792
ALTIN
2.962,92
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
9°C

Kıbrıslı Türk müzisyenlerin yetişmesini sağlayan duayen piyanist: Rauf Kasimov

Kıbrıslı Türk müzisyenlerin yetişmesini sağlayan duayen piyanist: Rauf Kasimov
6 Ekim 2024 15:29
A+
A-

“Bakü’de çok soğuk bir günde okuldan eve dönüyorum. O zaman 15 yaşımdayım. Öyle rüzgar var ki yürümekte zorlanıyorum. Hortum gibi sokakta çöpler uçuşuyor. Ansızdan önüme bir kağıt düştü. Baktım nota, bir kitaptan yırtılmış. Ne ismi yazıyor ne bestecisi. Eve gidip hemen onu çalmaya çalıştım, çok beğendim. Sonra öğretmenime sordum, Scriabin’in Prelude’u olduğunu öğrendim…”

“Böyle bir tesadüf olabilir mi?” diye soruyor Azeri Piyanist Rauf Kasimov, 12 Ekim’deki resitalinde çalacağı parçalardan biri olan “Scriabin-7 Pieces” le tanışma hikayesini anlatırken… “Olacak iş değil. Einstein’in yüzüne Newton’un binomunu yazan kağıdın çarpması gibi bir olay!”

Kasimov, 22. Uluslararası Kuzey Kıbrıs Müzik Festivali kapsamında cumartesi günü Bellapais Manastırı’nda vereceği konserinde, 70’inci yaş gününe özel bir çalışma yaparak, hayatının “dönüm noktalarını” simgelediğini ifade ettiği besteleri dinleyiciye sunacak.

Yaklaşık 20 yıl önce 2005 yılında yine Kuzey Kıbrıs Müzik Festivali’nde konser vermek için adaya gelen ve o günden beri yaşamını burada sürdüren Kasimov, hem çeşitli yerlerde piyano çalıyor, konserler veriyor, hem de birçok müzisyen yetiştiriyor.

Kasimov’un yetiştirdiği onlarca Kıbrıslı Türk piyanist bugün dünyanın farklı yerlerinde konservatuvar eğitimi görüyor; bunun yanında Kasimov düzenli aralıklarla öğrencileriyle beraber konserler vererek, onların yeteneklerini sergiliyor.

“Müzik benim kapalı dünyam. Her istediğimde ona saklanabiliyorum.” diyen Rauf Kasimov, dünyanın her tarafında kötü olaylar yaşanıyorken piyano çalabilen bir kişinin istediğinde kendini tüm yaşananlardan soyutlama gücü olduğunu vurguluyor, kendisinin de zorlu yaşam hikayesinde kurtarıcısının her zaman müzik olduğuna dikkat çekiyor.

Azerbaycan Bakü doğumlu, Rus vatandaşı Kasimov, 64 yıllık müzik kariyerini ve kendisini KKTC’ye kadar getiren sanat dolu yaşam öyküsünü, Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) muhabirine anlattı.

Kasimov, bazen piyanosunun başına geçerek müzikle de iletişim kurduğu röportajında,  bireysel olarak başladığı müzik yolculuğunda öğrencileriyle büyüyerek devam ettiğini kaydetti, piyano çalmayı öğrenmenin inceliklerinden bahsetti.

“Müzik devam ediyor… Müzik, ne olursa olsun devam ediyor”

Evlerindeki piyanoyla 6 yaşında oynamasıyla başlıyor Kasimov’un müzik kariyeri. O zamanlar Azerbaycan’daki birçok evde piyano, sıradan bir mobilya olarak bulunuyormuş. Bir akrabasının piyanoda çaldığı melodiyi fark etmesi üzerine yeteneği keşfedilmiş, ardından üstün yetenekli öğrencilerin alındığı müzik okuluna gitmeye hak kazanmış ve doktora da dahil 18 yılı piyano eğitimiyle geçmiş.

Piyanist olabilmek için zorlu bir çocukluk ve gençlik geçirdiğini, annesinin onunla daha fazla ilgilenebilmek adına yargıçlıktan istifa edip avukatlığa döndüğünü kaydeden Kasimov, babasının ise kendisini normal okula yazdırmayı teklif ettiğini, Kasimov’dan “hayır” cevabı almasıyla birlikte “Bak, bu senin kararın. Bundan sonra hiçbir şikayet hakkın yok.” dediğini hatırlıyor.

Evde ve okulda askeri bir disiplinle çalıştırıldığını belirten Kasimov, aile baskısının bu noktada önemine dikkat çekiyor, “Başarılarımın yüzde 80’inde annem var.” diye ekliyor… “Annem hep öylece kapıda durdu. Dışarıda çocuklar futbol oynuyor, gitmek istiyorum, izin vermiyor. ‘Senin işin var.’ diyor…”

Bunun yanında baskının dozunun da önemli olduğunu ifade eden Kasimov, sadece ailenin isteğiyle çalışmanın olamayacağını belirterek çocuk istememesine rağmen baskı yapılmasının onu müzikten daha da soğutacağı uyarısında bulunuyor.

Savaştan kaçtı, yaşam mücaelesini piyanoyla sürdürdü

Baskı altında bir yaşam geçirdiğini belirttiği Azerbaycan’daki komunist rejimin ardından 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılması ve Azerbaycan-Ermenistan Savaşı’nın başlamasıyla birlikte Moskova’ya kaçtığını anlatan ve orada “karanlık günler” olarak nitelendirdiği zorlu bir yaşam mücadelesi verdiğini ifade eden Kasimov, tüm bu süreci çok sevdiği piyanosu sayesinde aç kalmayarak atlattığını kaydediyor.

Yine birtakım talihsiz olaylar sonucunda kendini Türkiye’de bulduğunu ve orada bir süre yaşayarak Türkçe öğrendiğini belirten Kasimov, burada da yine piyano sayesinde bir yaşam kurduğunu ve müzisyen arkadaşlar edindiğini söylüyor.

“Ancak müzik devam ediyor.” ifadelerini kullanıyor Kasimov hayatı için… “Ne olursa olsun, müzik bir şekilde devam ediyor…”

“Kıbrıs’a geldiğimde, yıllar sonra ilk defa yıldızları gördüğümü fark ettim”

Kıbrıs’a ilk olarak 2005 yılında Halil Kalgay aracılığıyla Bellapais Müzik Festivali kapsamında geldiğini belirten Kasimov, o zaman Kıbrıs’ın, aklının ucundan bile geçmediğini ama konserde çalmaya başladığında büyülendiğini ifade ediyor ve o tecrübeyi şöyle anlatıyor:

“Salon dolu… İnsanlar sanki birbirlerinin üzerine oturuyorlar. Ben böyle şeyleri unutmuşum o zaman. Akustik güzel. Yer güzel. Cennet gibi bir yer. Ben dedim ‘Allah Allah nereye geldim ben? Burası neresi? Halil Bey bana sordu. ‘Beğendiniz mi burayı?’ Diyorum ‘Valla ben son 20 yılın içinde ilk defa böyle yıldızları görebildim. Moskova’da ne yıldız görüyorsun, ne bulut.”

“Tam bizim mahallemizin aynısı… Mutlu oluyorum”

Ardından KKTC’ye yerleşmeye karar vermiş Rauf Kasimov, bu sürede birçok hotelde çalışmış, dersler vermiş. Yerleştikten sonra da adanın nasıl eve dönüştüğünü şöyle aktarıyor:

“O zamanlar Lefkoşa Surlariçi’nde yürüyüş yapıyordum. Oralara yakın bir lojmanım vardı. Yürürken hayret ediyordum. Diyordum ‘Burası zaman makinesi mi ne?’ Sanki 1960’lı yıllarda Bakü. Benim küçüklüğüm. Mesela kapı açık, bir nenecik oturur, ayakları sandalyesinde televizyon izliyor. Ben de öyle bakıyorum, şaşırıyorum. Tam bizim mahallemizin aynısı. Mutlu oluyorum.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.