Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Emekli Büyükelçi Namık Tan, Dışişleri Hakan Fidan’dan, Rum Eski Dışişleri Bakanı Markulli’nin EOKA Türkleri katletti sözleri ile ilgili sözlerinin araştırılmasını istedi.
Türkiye Anamuhalefet CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve Milletvekili Namık Tan, Rum eski dışişleri Bakanı’nın Eokacılar Türk Çocukları öldürdü sözlerini TBMM gündemine taşıdı.
Namık Tan’ın açıklaması şöyle;
26 Ağustos günü Güney Kıbrıs Rum Yönetimi eski dışişleri bakanlarından Erato Kozaku-Markulli, 14 Ağustos 1974 tarihinde EOKA-B tarafından Kıbrıs’ta Muratağa, Sandallar ve Atlılar köylerinde, en genci 16 günlük bir bebek, en yaşlısı 95 yaşında olmak üzere 126 silahsız Kıbrıs Türkünün katledilmesini kendi sosyal medya hesabından itiraf niteliğinde paylaşmış, GKRY yetkililerini yasal işlem başlatmamak gerekçesiyle eleştirmiş ve katilleri korumakla suçlamıştı Markulli’nin bu vicdanî çıkışı, ülkemizde maalesef dış dünyada olduğu kadar büyük yankı yaratmadı. İktidar medyası konuyu doğru düzgün ele almadı. Her ne kadar GKRY ile diplomatik ilişkimiz olmasa da, Dışişleri Bakanlığımızın bu konuda bir açıklama yapmaya ihtiyaç duymaması da dikkatimizden kaçmadı. Bunun sebebini Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan soru önergesi yoluyla öğrenmek istedim Belli ki iktidardaki anlayış, Markulli’nin açıklamalarının önemini, bunun Kıbrıs’taki müzakereleri etkileme potansiyelini umursamıyor. Kıbrıs Türkünün 1974’e giden yolda ve sonrasında yaşadıklarını tüm dünyaya anlatmakla mükellef olan hükümet, bu sorumluluğunun farkında değil. Cumhur İttifakı Hükümetinin uzun yıllardır, Gazze ya da Rohingya Müslümanları konusunda gösterdiği hassasiyeti biz neden konu Kıbrıs Türkleri ya da KKTC olduğunda göremiyoruz? İktidarın küçük ortağından ise uzun zamandır ne Kıbrıs Türkleri ne Kırım Tatarları ne Uygurlar ne dünyanın başka bölgelerinde hak ihlallerine uğrayan Türklere ya da Türkî halklara dair bir ses duyabildik. Onlar şu anda Atatürk’e ve cumhuriyetimize bağlılık yemini eden gurur kaynağı yeni mezun teğmenlerimizi hedef göstermekle meşgul
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA,
Aşağıdaki sorularımın Anayasa’nın 98, TBMM İçtüzüğü’nün 96. Maddeleri uyarınca Dışişleri Bakanı Sn. Hakan FİDAN tarafından cevaplandırmasını saygılarımla arz ederim. 03.09.2024 26 Ağustos 2024 tarihinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin eski dışişleri bakanlarından Erato Kozaku Markoulli, 14 Ağustos 1974 tarihinde EOKA-B tarafından Kıbrıs’ta Muratağa, Sandallar ve Atlılar köylerinde silahsız 126 silahsız Kıbrıs Türkünün katledilmesine dair kendi sosyal medya hesabından itiraf niteliğinde çarpıcı bir paylaşım yapmıştır. Güney Kıbrıslı bakan, Kıbrıs Rumlarının yaptıkları katliamları kendi kamuoylarından özenli şekilde sakladıklarını da beyan etmiş ve ifadeleri sonrasında kendi ülkesi ve uluslararası toplumdan önemli tepkiler almıştır. Yine aynı günlerde, uluslararası bir dijital yayın platformunun 1974 Birinci Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında Gazimağusa’da yaşananları Yunanistan ve GKRY gözünden taraflı şekilde anlatan bir diziyi yayınlayacağı haberi kamuoyumuzda tepkiyle karşılanmıştır. Bu bağlamda: 1)GKRY’li Dışişleri eski Bakanı Markoulli’nin, ileride çok ciddi siyasi etkileri olabilecek, KKTC için uluslararası alanda yürütülen müzakerelerde ve Kıbrıs’ta Türkiye’nin 1974’ten beri devam eden varlığının hukuki boyutunu güçlendirebilecek bu açıklaması sonrası T. C. Dışişleri Bakanlığı neden henüz görüş bildirmemiştir? 2)Bakanlığınızın 1960’ta kurulmuş Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bölünmesinden önce başlayan ve 1974’e kadar devam eden iç savaşta yaşananlar ve özellikle Kıbrıs Türklerinin maruz kaldığı insani felâketlere dair hâlihazırda tanıtım çalışmaları bulunmakta mıdır? Bulunuyor ise bu çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz? Bulunmuyor ise KKTC’nin ve Kıbrıs Türklerinin tarihinin gündemde olduğu bir dönemde bu yönde bir tasarrufta bulunmayı düşünüyor musunuz? 3)Bakanlığınızın Filistin ve Rohingya Müslümanlarının uğradığı insan hakları ihlalleri konusunda titizlikle yürüttüğü uluslararası çalışma ve temasları Kıbrıs Türklerinin 1974 Barış Harekâtı öncesi yaşadığı insan hakları ihlallerinin dünyaya anlatılması konusunda yeteri kadar göstermediğine dair medyada ve kamuoyunda sıklıkla dile getirilen eleştirilere dair herhangi bir açıklamanız mevcut mudur?
