Eziç restoranlar zincirinin sahibi Mehmet Eziç başarısının sırrını açıkladı.
“YİYECEK SEKTÖRÜ GÜNEYDEN GERİ DEĞİL”: Eziç: “Kuzey Kıbrıs’taki yiyecek sektörü Güney’den geri değil. Hatta bazı konularda onlardan da ilerideyiz. Özellikle CCP konusunda KKTC’nin daha ciddi olduğu bir gerçek”
“TEK ARADIĞIMIZ İSTİKRAR”: Eziç: “Tek aradığımız istikrar. Özellikle kamu tarafında işlerin yapılmaması bizi yavaşlatıyor. Bürokrasinin işler olmasını arzu ediyoruz. Ülkeye yatırımcı çağırıyoruz ama, yatırımcıların önündeki bürokratik engelleri kaldırmıyoruz”
“GENÇLER RİSK ALMAKTAN KORKMASIN”: Eziç: “Gençler risk almaktan korkmamalı, çalışmayı sevmeli, yatırım yaparken de farklı bir şeyler yapmaya çalışmalı, birini kopyalamadan, o işin kendilerine özgü olmasına dikkat etmeli”
.jpg)
Girne’de küçük bir hazır tavuk dükkanından bugün ülke çapında tanınan bir restoranlar zinciri yaratan Eziç ailesinin Girne’deki evine konuk olduk. Mehmet Eziç, eşi Ayşe hanım, kızları Hazal ve Sıla ile çok sıcak, samimi bir sohbet gerçekleştirdik.
Geniş bir bahçeye sahip olan evlerinin bahçesinde Mehmet Eziç’le yürüdük. Eziç ailesi, bahçesinde adeta küçük bir çiftlik yaratmış. Yürürken bizlere bahçeye verdiği önemi anlatan Mehmet Eziç, tavukların kümesinden kendi elleri ile her sabah yumurta toplayışını paylaştı bizimle. Bahçesinde, portakal, limon, incir, nar, gibi birçok meyve ağacı bulunan Mehmet Eziç, en fazla incir meyvesini sevdiğini ve istediği kalitede incir yetiştirmek için köyünden incir ağaçları getirip ektiğini anlatıyor. Ailesine büyük önem veren bir kişi olan Mehmet Eziç “Evde huzur yoksa, ben o gün hiçbir şey üretemem. Bu benim için çok önemli” diyor.
“Çok çalışıp yatırım yaparak ilerlerseniz başarı gelir”
1990 yılında çok küçük bir yatırımla yola çıkan Eziç ailesi, kazandıklarını yatırıma dönüştürerek bugün ülke çapında restoranlar zinciri kurma noktasına geldi. “Eziç” aslında bir aile şirketi. Mehmet Eziç bu yola hayat arkadaşı Ayşe Eziç ile çıktı. Ardından kızları Sıla ve Hazal da öğrenimlerini tamamlamalarının ardından anne ve babalarının yanında sektörde yerlerini aldılar.
Yiyecek sektöründe “Eziç” adı ile markalaşan restoranlar zincirinin sahibi Mehmet Eziç, başarı hikayesini Haber Kıbrıs’a anlattı. İlk başta aile olarak işsiz kaldıkları bir dönemde hayatlarını idame ettirmek için yiyecek sektörüne adım atan Eziç ailesi, daha sonra başarmanın verdiği hazla, çalışmak ve başardıkça motive olarak bugünlere geldiklerini ifade ettiler. Ayşe Eziç eşi Mehmet Eziç’in başarı ve üretimden beslendiğine işaret ederek, hayallerinin peşinden giderek bugün bulunduğu noktaya geldiğini vurguladı.
“Girişimcilik, farklı bir şeyler yapma, bizim yaşam biçimimizdir”
Bir yatırım yaparken her zaman risk bulunduğunu ve o riskleri görerek ne getirip ve götüreceğini hesaplamak gerektiğini anlatan Mehmet Eziç, “Ülkemizin durumunda tabii ki yatırımcılar olarak riskimiz daha da büyüktür. Zaman zaman kabuğumuza çekilip ortamı seyrederiz. Bu, bizim için hem biraz nefes alma, hem de dinlenme olur. Hem de piyasayı daha çok analiz etme şansımız olur. Girişimcilik, farklı bir şeyler yapma, bizim yaşam biçimimizdir, bundan vazgeçemeyiz” şeklinde konuştu.
“Çocukların işlere sahip çıkması bize güven veriyor”
Eziç ailesi, çocuklarının sıfırdan kurdukları işlerine sahip çıkmasından dolayı kendilerini çok şanslı görüyor. İşlerini büyütürken yanlarında güvenecekleri, girişimci ruha sahip çocuklarının olması ve onların kurdukları bu zinciri ileride devam ettirecek olmaları onlara ayrı bir güven veriyor.
Konuşmamız içerisinde duygusal birisi olduğunu söyleyen Mehmet Eziç, “Evde huzur yoksa o gün üretemezsiniz. Taş taş üzerine koyamazsınız. Evinizde huzur olacak ki, işinize gittiğinizde bu işe de yansısın. İşinizin gelişmesine ve ilerlemesine bu yansır. Benim için bu çok önemlidir. Bundan sonra çok macera aramaya da gerek yok. Ama her şeyden önce huzur arıyoruz” şeklinde konuştu.
Kıbrıs adasının bölünmüşlüğüne işaret ederek, bugün artık sınırların açılmış olması ve Türk Lirasının Euro karşısındaki değer kaybından dolayı Güney Kıbrıs’tan da müşterilerinin arttığına işaret eden Mehmet Eziç, “Ne iş yaparsanız yapın, bu adada bir anlaşmaya hazır olmanız gerekiyor. Bizim Eziçleri büyütüp çoğaltma düşüncemiz de buradan doğdu. 2004’te kapılar açıldıktan sonra piyasa bir anda coştu. Onun havası bile birçok insanın işini yenilemesine vesile oldu. Biz restoran sektörü olarak, adada bir anlaşmaya hazırız diye düşünüyorum. Belki ufak tefek eksikliklerimiz olabilir ama, bizim sektörümüz buna hazırdır. Bundan sonraki yatırımlarımızı da ona göre planlamak lazım. Yiyecek sektöründe AB kuralları, HCCP kurallarına uygun alt yapılar yapmak lazım. Sonuçta anlaşma olsun veya olmasın, kendi vatandaşımız için de bunları yapmamız gerekiyor. Ben daha çok ona bakarım. Öncelik bizim piyasamızdır” diye konuşuyor.
“Yiyecek sektörü Güneyden geri değil”
Kuzey Kıbrıs’taki yiyecek sektörünün Güney’den geri olmadığını, hatta bazı konularda onlardan da ileride olduğuna dikkat çeken Mehmet Eziç, özellikle CCP konusunda KKTC’nin daha ciddi olduğuna vurgu yapıyor.
Özetle, hijyen konusunda onlardan daha iyi durumda olduğumuza işaret eden Mehmet Eziç, “Bir ada ülkesi olarak kendimizi daha fazla geliştirmeliyiz. Onun dışında, kebap ve meyhane kültüründe çok iyiyiz. Kafeler konusunda geri idik ancak, son zamanlarda yapılan atılımlarla o konuda da Güney’i yakalama noktasına geldik” dedi.
“Catering işi tamamen kızlardadır. Ben hiç karışmıyorum bu işe. Özellikle Hazal okulunu bitirip geldikten sonra sürekli üzerine koyarak devam ettiriyor bu işi. Dolayısıyla, catering işini onlar uçurdular. Ben daha çok yönetsel taraftayım. Banka ve yönetime bakıyorum. Bu arada da ben, diğer yatırımlara yoğunlaştım. Görev dağılımı olduktan sonra daha hızlı yol alıyoruz. Ayşe Hanım olmadan hiçbirimiz iş yapamayız. İşleri koordine eden odur” şeklinde anlatıyor Mehmet Eziç aile arasındaki görev dağılımını.
“Tek aradığımız istikrar”
Son dönemlerdeki ekonomik kriz konusunda da bir yatırımcı olarak nasıl bir hükümet yönetimi olması gerektiğini de anlatan Eziç şöyle dile getirdi arzuladıklarını: “Tek aradığımız istikrar. Özellikle kamu tarafında işlerin yapılmaması bizi yavaşlatıyor. Bürokrasinin işler olmasını arzu ediyoruz. Ülkeye yatırımcı çağırıyoruz ama, yatırımcıların önündeki bürokratik engelleri kaldırmıyoruz. Devlet dairelerinde işimiz olduğu zaman beni düşünceler sarar. “Nasıl halledeceğiz, kaç günde halledeceğiz” diye. Bunlar ülkenin en büyük sorunudur. Yoksa, “bu ülkede anlaşma yok, tanınmayız” yaklaşımının ekonomiye engel olduğunu düşünmüyorum. Evet, bunlar bir engel olabilir ancak, bunların arkasına saklanıp da ağlamaya gerek yok, yapılacak o kadar çok şey varken. O nedenle, devletimizin yapması gereken bürokrasiyi bir an önce daha işler hale getirip iş insanlarının önünü açmasıdır. Devlet sadece kontrolcü olacak, birçok sektörden devletin çekilmesi gerekiyor. Enerji maliyetleri çok yüksek. Bunun düşürülmesi gerekir. Girdiler düşürülmeli.”
“Gençler risk almaktan korkmasın”
Konuşmamızın sonunda yatırım yapmak isteyen gençlere de seslenen Mehmet Eziç, gençlerin risk almaktan korkmamalarını, çalışmayı sevmelerini önerirken, yatırım yaparken de farklı bir şeyler yapmaya çalışmalarının, birini kopyalamadan, o işin kendilerine özgü olmasına dikkat etmelerinin önemine vurgu yaptı.
.(Kaynak:haberkibris.com)
